Rahmimizin selim nedenlerle alınması gerekiyorsa, beraberinde, ameliyat sırasında iyi gözüken yumurtalıklarımızı da aldıralım mı?

Yumurtalık kanseri, kadın kanserleri içinde en öldürücü olanlardan biridir. Mesela rahimağzı kanseri için rahimağzı sürüntüsü (smear) gibi kanseri erken yakalayabilen bir tarama yöntemi varken yumurtalık kanseri için böyle etkin bir test yoktur. Ayrıca, yumurtalık kanserlerinin %90’ı sporadik dediğimiz daha önce ailede yumurtalık kanseri olmayan kişilerde ortaya çıkmaktadır. Yolaçtığı şikayetler de karında şişlik, hazımsızlık gibi hepimizin sıklıkla yaşadığı ve önemsemediği belirtilerdir. Bu nedenle yumurtalık kanseri hastaları doktora başvurduğunda, sıklıkla geç kalınmış olmaktadır.

Yumurtalık kanseri önlenmesinde en etkin yöntem tabii ki yumurtalıkların alınmasıdır. Ancak, bu bile ihtimali sıfıra indirmemektedir. Yumurtalık, östrojen (hormon) salgılayan organımızdır. Alınması, yumurtalık kanseri ihtimalini azaltması yanında, meme kanseri, endometriozis (çukulata kistine sebep olan hastalık) gibi hormona bağlı hastalıkların da gelişme ihtimalini azaltmaktadır. Ancak, bu faydalarının yanında, menopoza öncesi bir kadında menopoza erken girilmesine sebep olmakta ve buna bağlı kemik erimesi, kalp hastalıkları gibi uzun dönem olumsuz etkiler yaşanma ihtimali artmaktadır.

Karar verirken fayda - zarar dengesinin düzgün yapılması gerekmektedir. Ailede yumurtalık kanseri veya ailesel kalın barsak kanseri (Lynch Sendromu) olan veya BRCA1/BRCA2 mutasyonu olduğundan dolayı yumurtalık kanser riski yüksek olan bir kadında yumurtalıkların alınması ile sağlanan fayda zarardan fazla olacağından yumurtalıkların alınması önemli fayda sağlayacaktır. Ancak, bu grup hasta yukarıda da belirttiğimiz gibi azdır.

Esas tartışılan konu yumurtalık kanseri için ekstra riski olmayan ve menopoza girmemiş olan hastalardır. Halen ülkemizde sıklıkla 45 yaş ve üstü kadınlarda rahim alınırken yumurtalıklar da alınmaktadır. Bu grup hastada karar vermeyi kolaylaştıracak önemli bir çalışma Nisan 2013’te yayınlanmıştır. Bu çalışmada, yumurtalığı alınan 17.000’e yakın kadınla yumurtalığı alınmayan 13.000 kadın 28 yıl boyunca takip edilmişlerdir. Rahimle beraber yumurtalıkları da alınan kadınlarda, 28 yıllık takip sonunda, 10.000 kadından 1680’si ölürken, yumurtalıkları alınmayanlarda bu oran 1330 olarak gözlenmiştir. Yumurtalıkları alınan kadınlardaki bu 1680 ölümün 2.3 tanesi yumurtalık kanserine bağlı ölüm olurken, diğer gruptaki 1330 ölümün 33.5 tanesi yumurtalık kanserine bağlıdır. Diğer bir deyişle, yumurtalıkları almakla, yumurtalık kanserine bağlı ölümler azaltılabilse de genel nedenlere bağlı ölümler artmaktadır. Bunun temel nedeni ameliyat sonrası erken gelişen menopoza bağlı kalp ve damar hastalıklarındaki ve buna bağlı ölümlerdeki artıştır.

Yumurtalıkların alınması ile beklenen diğer bir fayda da meme kanseri ihtimalinin azalmasıdır. Gene aynı çalışmada 47.5 yaşından önce yumurtalıkları alınan kadınlarda meme kanserine bağlı ölüme daha az rastlanmıştır. Bu çalışmaya göre yumurtalıkların alınması ile yumurtalık ve meme kanseri azaltılabilse de genel nedenlere bağlı ölümler azaltılamamakta, benzer olmaktadır. Dolayısıyla genel nedenlere bağlı ölümler azalmayacaksa bu kararın ciddi düşünülerek verilmesi gerekmektedir. Bu güncel çalışmanın da eksikleri olduğu ve sonuçlarının kesin olduğu düşünülmemelidir. Ancak, fayda - zarar iyi düşünülmeli, ihtimaller iyi anlaşılmalıdır.

Bu konuda Amerikan Kadın - Doğum Cemiyeti yumurtalık kanser riski artmamış olan menopoz öncesi kadınlarda yumurtalıkların alınmaması konusunda ağırlıklı insiyatif kullanılmasını önermektedir. Postmenopozal kadınlarda ise yumurtalıkların alınmasını önermektedir. Amerikan Jinekolojik Onkoloji Cemiyeti de yumurtalık alınma kararının, hastanın özelliklerine ve risklerine göre gerekli bilgilendirmeler yapıldıktan sonra  hastayla beraber alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Özelikle menopoz öncesi kadınlarda durum çok hassastır. Yumurtalık kanser riski normal, ancak ailede kalp-damar hastalığı veya nörolojik hastalık riski yüksek olan kadınlarda yumurtalıkların korunması önemlidir.

Bu noktada kadının menopoza yakın olup olmadığının anlaşılması konusunda, yaş, her zaman en uygun kriter değildir. FSH, AMH gibi kandan yapılan bazı hormon testleri menopozun yakın olup olmadığı hakkında fikir verebilmektedir.


Güncelleme Tarihi: 20 Ağustos 2013

Kaynaklar:

Parker WH ve arkadaşları. Long-term mortality associated with oophorectomy compared with ovarian conservation in the nurses' health study. Obstet Gynecol Nisan 2013; 121 (4): 709 - 16.

Diğer Kadın Hastalıkları

Sorularınıza cevap mı arıyorsunuz ?
Soru Sor