Genetik hastalığım yok, ama acaba, preimplantasyon genetik tanı tüp bebek başarı mı arttırır mı?

04 Temmuz 2013

Bebekteki genetik hastalıklar, sıklıkla, anne karnından sıvı alınarak (amniosentez) anlaşılmaktadır. Diğer bir seçenek, gene anne karnından hücre (koryon villus örneklemesi) alınmasıdır. Günümüzde yüksek oranda doğru sonuç veren yöntem ise anneden alınan kanda bebek genetiğine bakılmasıdır. Tüm bunların dışında, daha bebek rahmine yapışmadan (implante olmadan) da bebek genetiğine bakılabilmektedir. Buna preimplantasyon (bebek yapışmadan önce, implantasyon öncesi) genetik tanıdır (PGT). Bu uygulamada, tüp bebekte elde edilen yumurta ve spermden oluşan embryo belli bir aşamaya geldikten sonra bir - iki hücresi alınarak genetiğine bakılır.

 

PGT sıklıkla iki temel hasta grubunda uygulanır. Birincisi genetik hastalığı olan çiftlerdir. Bu çiftlerde, çocuklarının kendilerine benzer bir genetik hastalığı olmaması için uygulanır. Bu sebeple uygulanmasında sıklıkla bir tereddüt yoktur.

 

Diğer bir grup hasta da genetik hastalığı olmayan ancak [1] tekrarlayan tüp bebek denemelerine rağmen çocuk sahibi olamayan çiftler,  [2] tekrarlayan düşükleri olan çiftler ve [3] ileri anne yaşı olan çiftlerdir. Bu çiftlerden elde edilen embryolarda genetik problemi olmayan embryoların seçilmesiyle yapışma ve tutunma ihtimali yüksek embryonun rahme yerleştirilmesiyle gebelik şansının artabileceği hedeflenmiştir. Bu amaçla kullanıldığında buna preimplantasyon genetik tarama ve anöploidi taraması denir. Ancak, bu grup hastada PGT'nin canlı doğum ihtimalini arttırdığı bir türlü tutarlı bir şekilde gösterilememiştir. Bunun en temel nedeni genetik tanıda kullanılan yöntemdir. FISH denen bu yöntemle en fazla 8 kromozoma bakılabilmektedir.

 

Ancak, son yıllarda geliştirilen dizi CGH (array CGH) yöntemi ile insandaki tüm kromozomlara (23 tane) bakılabilmektedir. Üstelik bu yöntem hızlıdır ve genellikle birkaç saat içinde sonuç alınabilmektedir. Bu hız önemlidir, çünkü embryo transfer günü geçmeden sonuç alınabilmektedir. İlk CGH uygulamalarında (metafaz CGH) hızlı sonuç alınamadığından embryoların dondurulup bir sonraki siklusta transfer edilmesi gerekmekte idi. Tüp bebekte array CGH uygulaması çok yenidir ve çalışmaları da henüz az sayıdadır, ancak ümit vericidir. 2012'deki bir çalışmada (1) array CGH uygulanan bir embryonun tek başına gebelik oluşturma ihtimali %61 iken uygulanmayan embryoda bu oranın %41 olduğu bildirilmiştir. 2012'deki diğer bir çalışmada (2) ise array CGH uygulanan grupta gebelik oluşturma ihtimali %71 iken uygulanmayan grupta oranın %46 olduğu bildirilmiştir. Her iki çalışmada da genetik tanı 5. gün embryoda yapılmıştır. Buna trofoektoderm biopsi denmektedir.

Sonuç olarak, her PGT'nin faydalı olmadığını burada vurgulamak önemlidir. Önemli olan biopsinin alındığı gün ve kullanılan yöntemdir. Beşinci gün trofoektoderm biopsi ile alınan hücrelerde, array CGH kullanılarak yapılan bir PGT'nin tüp bebek sonuçlarını olumlu etkileyebileceği bu ilk çalışmalardan anlaşılmaktadır.

Kaynaklar:

1. Schoolcraft WB ve ark. Fertil Steril 2012

2. Yang Z ve ark. Molecular Cytogenetics 2012

Tüp Bebek Konuları

Sorularınıza cevap mı arıyorsunuz ?
Soru Sor